11 Mayıs 2013 Cumartesi

Birkaç gün önce benim doğum günümdü.


Ölmedik, ölmedim. oturuyorum yine oturduğum yerde. Çalan şarkılar çoğunlukla aynı. Pek yeni bir yıla hazırlar gibi değil aslında. Eski, çok eski yıllarda sıkışıp kalmışım gibi. Ne kadar doğru ne kadar yanlış artık pek farkedemiyorum sanki. Pek umursamıyorum ben bile ne söylediğimi. Hissettiğim değil mi sonuçta yaşarken bana o ya da bu şekilde yol gösteren?
Hissediyorum, hala çok hissediyorum, hissedebiliyorum. Yaşayabiliyorum. Önüme bakıyorum. Ne görmeyi umduğumu biliyorum, ya da biliyor muyum? Ama ne ollursa olsun ne göreceğimi hissediyorum. Ne gördüğümün farkındayım. En azından öyle olduğumu umuyorum. Nasıl oldu da kabul ettim bunu,nasıl oldu da boyun eğdim? Nasıl oldu da, olanı olmamışlarla ayıramadım? Olsun çok da önemli değil. Helak olan ben olduğum sürece.

Ben oduğum sürece,

Bazen yaşadığını bilmek bile yeter. Bazen, öldüğünün hayali kalbinin atmasını sağlar. Bazen sadece ordasındır, ve gülümsersin.

Bazen sadece yazarsın. Olmayan bir okura, okumayan bir eleştirmene, aşka, bazen yazarsın. Sadece uzun uzun yazarsın. Kısa gelir ama uzunluğunu sen bile bilemezsin. Hapsolmuşluğu, bitkinliği, hüznü duyarsın kendi içinde. Koskocaman bir duvarda yankılanır aslında hiç çıkamayan sesin. 

İyi seneler ben. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder